PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

MUH. STANDARTLARI

Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. RESMİ GAZETE

MAKALELER

Kutsal Oran

Yazar: Y.M.M. Orhan İYİLER 
Merak etmeyin ramazan münasebetiyle dini vaaz vermeyeceğiz. Sadece sürekli yapılan ve yapılmasında da ısrar edilen bir hatadan bahsedeceğiz. Tıpkı binlercesi gibi.

Bütün işverenler, çalışanlar ve devlet bürokratlarının çok iyi bildiği gibi ücret ödemeleri maliye açısından sonsuza kadar sömürebileceği bir kaynak teşkil etmektedir. Sadece Maliye demek doğru olmaz Sosyal Güvenlik Kurumu da dahil tüm devlet kurumları tarafından. Gelir Vergisi hasılatının büyük bir bölümü ücretler üzerinden kesilen vergilerden sağlanmaktadır.

Eğer bir dükkan açtıysanız ve incik , boncuk satmaya niyetlendiyseniz ve zaten kimsenin kolay kolay yararlanamadığı esnaf muaflığından da yararlanamıyorsanız işiniz iş demektir. Dükkana bir çırak aldınız asgari ücret ödemeye karar verdiniz. Brüt 760,50 TL ücret ödeyeceksiniz. Bu ücret üzerinden kesilecek vergi ve SSK primleri toplamı 216,06TL, ayrıca SSK işveren katkısı olarak da 163,51 TL ödeyeceksiniz. Yani yeni açtığınız dükkan daha açılış maliyetini bile kurtarmadan çırak için cebinizden aylık toplam 924,01 TL çıkacak ve çırağın eline sadece 544,44 TL net ücret geçecek. Kesinti oranı % 41,08 tabi bu asgari ücret üzerinden böyle, ücret arttıkça artan vergi tarifesi nedeniyle toplam kesinti oranı da artıyor.

İşveren sıkıntıda, işçi aç. İnanılmaz bir kesinti oranı. Yüz işçi çalıştıran bir imalathane düşünün. Ekonomik sıkıntı nedeniyle duran siparişler. Ödenemeyen işçi ücretleri, maaşlar, borçlar ama durmayan vergiler, ödemezsen tefeci faizine rahmet okutan gecikme zamları. 
Biraz da tersini düşünelim, yani para kazanan bir işyeri, hem de halk arasındaki deyişle “eşek yüküyle” kazanan. Yine 100 işçi 20 memur, herkes mutlu. İşveren iyi kar ettiği için %35 oranında Gelir Vergisi ödüyor. Adam bir hesap yapıyor, yahu bu adamlara epey iyi ücret ödüyorum. Vergi oranları %20 veya üstü oluyor. SSK primini de ekleyince kesinti oranı %50 i geliyor. Tabi ortalamada böyle oluyor. Ben bu adamların ücretlerinin asgari ücreti geçen bölümünü , yani büyük bir bölümünü açıktan versem ne olur. Hiç vergi kaçırmasam bile ben % 35 Gelir Vergisi öderim. O zaman ben aptal mıyım? Demez mi? Demezse bile bir başkası öğretir o da öğrenir. Zaman içinde madem ben bu ücretleri açıktan ödüyorum o zaman imkan varsa biraz da kendim için vergi kaçırayım demez mi? Bence der.

Bu hesabın sonu, faturasız satışlar, masraf yazmak ve maliyetleri arttırmak için alınan naylon faturalar, yakalanınca mahkemeler, hapis cezaları, açıktan ödediği ücretleri yazacak yer bulamayınca ha bire artan müteşebbis cari hesabı. Bu defa o hesaba yürütülen faizler, faiz faturaları ve komik bir biçimde bu faturalara KDV uygulanması. Neresinden baksanız sonu gelmez belalar.

Böyle bir yanlışın bahanesi olamaz. Devlet bütçesi açık veriyorsa, devletin parasını harcarken özen gösterirsin, politikanı devletin parasıyla yapmamak dürüstlüğünü gösterirsin olur biter. Göstermezsen ne olur, ülkedeki ekonomik dengeyi bozarsın, insanları zora sokarsın, suçlu yaparsın.

Bu yazının başında “ Kutsal oran” dedik. Evet kutsal oran ücret geliri üzerinden alınan vergi ve SSK primleri toplamı işverenin ödeyeceği vergi oranını geçemez. Geçerse denge bozulur , işler sarpa sarar. Onun için Gelir Vergisi üst oranı , ücret kesintilerinin de üst sınırını çizen kutsal orandır.