Yazar: Y.M.M. Orhan İYİLER
Bu makalemizde yıllara sari inşaat işlerinde vergi idaresinin sıkça yaptığı hatalı uygulamalar ve mükelleflerin bu hukuksuz uygulamalardan sakınma yöntemleri ele alınacaktır.
Konuyu , Gelir Vergisi Kanunu 42. Maddesi;
“Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ( dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.” Şeklinde ele almıştır. Madde gerekçesinde “uzun yıllar süren taahhüt işlerinde karın,işin sonunda tespit edilebilmesi ve aradan geçen uzun zaman nedeniyle vergi ödenmesinde haksız gecikmeler olması sebebiyle ve vergi emniyetini sağlamak amacıyla bu işlerde stopaj yapılarak hem mükellef hem de kamu maliyesinin haklarının korunacağı” ileri sürülmektedir.
Bu maddenin uygulanabilmesi için birden fazla takvim yılına sirayet eden bir taahhüt işi olması şartı vardır. Ortada taahhüt işi yoksa madde uygulamasına imkan bulunmamaktadır. Çünkü taahhüt işleri bir başka kişi veya kuruma ait arsa veya arazi üzerinde onun adına inşaat yapmak veya yapılmış bir inşaatı onarmak demektir. Bu durumda yapılan iş verginin teminatı olamaz çünkü mal sahibi, inşaatı yapan müteahhit değildir. İş bitince müteahhidin devletin vergisini garanti edecek herhangi bir varlığı kalmayabilir. Bu nedenle stopaj fikri doğrudur.
Peki sipariş üzerine imal edilen bazı mallar bu kapsama girer mi ? Bizce girmez, ama maliye denetim elemanlarına göre girer. Mesela gemi ve yatlar. Nitekim Maliye idaresinin de aynı hatalı görüşü savunduğunu anlıyoruz. İstanbul Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğü’nün Sayı: B.07.4.DEF.0.34.11.GVK-42 Sayılı Muktezası gemi yapımını da yıllara sari inşaat işi saymaktadır. Halbuki gemiler başkasının arsası üzerine inşa edilen binalar gibi değerlendirilemez. Gemi alıcıya teslim edilip gemi siciline tescil edilinceye kadar imal edenin malıdır.
Maliye idaresi bu yanlış görüşünü Vergi Usul Kanunu 269 ve 271. Maddelerindeki bina ile geminin aynı şekilde değerlendirileceği gerekçesine dayandırmaktadır. Halbuki maliyet bedeliyle değerlendirme ticari işletmelere dahil tüm varlıklar için genel kuraldır. Bir kanun maddesinde gemi ile binanın yan yana yazılmış olması ikisinin de inşaat işi olduğu anlamına gelmez. İşin acı tarafı vergi yargısı da bu yanlışı savunmaktadır.
Konu ile ilgili yanlışlar bu kadar olsa bir şey değil demek gerekir, ama iş o kadar basit değil. Bir gemi tersanesinde kaynak işleri yapan bir taşeron veya boya işleri yapan bir taşeron düşünün. Kaynak işi yapan taşeron her hafta yaptığı kaynak işinin tonajı üzerinden , boyacı da boyadığı metre kare üzerinden fatura keserek para alıyor. Her hafta boyanan veya kaynak yapılan işin miktarı belli, bu işin maliyeti de belli, taşeron firmalar geçici vergi dönemlerinde ve yıllık beyan dönemlerinde kar veya zararını tespit edip vergisini ödüyor. Evet yapılan iş bir takvim yılından daha uzun sürüyor ama haftalık maliyet ve kazanç, kesin olarak tespit edilebiliyor ve beyan edilerek vergilendiriliyor. Denetim elemanlarının kararı yıllara sari inşaat işi nedeniyle stopaj yapılması gerekliliğidir. İşin acı tarafı Danıştay’ın bu uygulamayı esastan değil, zaten vergi ödendiği için stopaja gerek yoktur diye reddetmesi. Halbuki kararın bu iş yıllara sari inşaat sayılamaz ve stopaj yapılamaz olmalıydı. Bu arada mükellef, denetim elemanının iddia ettiği gibi davranmış olsa idi o zaman da kar veya zararın takvim yılı içinde tespit edilebildiği bir durumda niçin beyan etmedin ve vergi ödemedin diye tenkit edileceği muhakkaktı.
Bir başka örnekte , mükellef kurum yat limanı inşa ediyor. Üstelik bu işi bir taahhüt işi olarak yapmıyor. Yat limanını kendisi için inşa ediyor. Bu limanda yüzer mendirekler kullanılıyor. Bunlara Ponton deniyor. Pontonlar ise üç metre eninde , 10 metre boyunda içi strafor dışı çimento ve demirden yapılma dikdörtgen prizma şeklinde yüzen cisimler . Bu pontonları başka bir kurum adet başı fiyat vererek imal ediyor ve kamyonla naklederek marina inşaatına teslim ediyor. İnşaat üç yıl sürüyor. Ponton imalatçısı kurum da üç yıl boyunca imalat ve teslimat yapıyor.
Denetim sonucu yazılan tenkit raporuna göre “ponton imal ve teslim işinin yıllara sari inşaat sayılması ve yat limanını yapan firmaya yapılmayan stopajlar nedeniyle tarhiyat yapılması” isteniyor. Ponton yapan firma istediği kadar ben inşaat ve taahhüt işi yapmadım , imal ettiğim pontonları parça başı sattım, fiyatı belli , maliyeti belli, karı belli ve biz bu karı her yıl beyan ederek vergisini ödedik dese de sonuç değişmedi. Maalesef Vergi Mahkemesi Mükellef aleyhine karar verdi ve Danıştay davayı “zaten beyan yapıldı, bu tarihte stopaj’a gerek kalmadı” diye bozdu.
Bize göre rapor yanlış, mahkeme kararı çok yanlış Danıştay’ın bozma gerekçesi ise ondan da yanlış. Çünkü ortada bir taahhüt işi yok ve yapılan iş gayrimenkul değil bir menkul mal imalatı. Kar ve zarar anında tespit ediliyor ve beyan ediliyor.
Yıllara sari inşaat işinin olmazsa olmazı, kar veya zararın iş bitmeden isteseniz de tespit edilememesidir. Peki bütün bu yanlışlar nereden kaynaklanıyor? Diye sorarsanız. İşin temeli hukukun temel kavramlarının vergi idaresi ve yargısı tarafından bilinmemesidir. Vergi kanunları aynen ceza kanunları gibi bireylere yaptırım ve ceza getiren kanunlardır. Bütün dünyada ceza kanunları ile aynı temellere dayandırılır. Yani uygulama, kanun metni ile sınırlı olmalıdır. O metnin içeriği yorum yoluyla bireyler aleyhine genişletilemez. Daha doğrusu genişletilmemelidir. Halbuki Maliye idaresi sürekli olarak kanun metinlerini bireyler aleyhine genişletmektedir. İşte bu hukuksuzluktur.
Peki, şimdilik değiştirilemez gibi görünen bu acı gerçeğin ışığında mükellefler ne yapmalıdır?
1- Bir işte bir takvim yılından daha fazla sürecek taşeron kullanıyorsanız o taşeronun işini yıl geçmeden bitecek şekilde sınırlayın. Yıl sonunda da mutlaka işi sonlandırın. İş bitmezse ertesi yıl işe tercihan başka bir taşeronla devam edin. Aynı taşeronla devam etme zorunluluğu varsa” mücbir sebeplerle uzatma tutanağı tanzim ederek ikinci yıl ödemelerinden stopaj yapın.
2-Denetim elemanlarını karşısına bu konuda tecrübeli bir müşavir eşliğinde çıkın. Onun dikkatle okumadığı hiçbir tutanağı imzalamayın. Sizleri istemediğiniz beyanlara zorlayacaklarını veya kandırarak beyanda bulunduracaklarını unutmayın. Denetim elemanları sizin dostunuz değildir. Onların görevi ne olursa olsun sizin aleyhinize rapor yazarak haksız da olsa daha fazla vergi ödetmektir.
Bizim zaten gerçekten yıllara sari taahhüt işi yaparak doğru bir vergileme rejimine tabi olan mükelleflere söyleyecek sözümüz yok. Biz haksız uygulamalara maruz kalan veya kalması muhtemel olan mükelleflere yardımcı olmaya çalışıyoruz.